Dış görünüşümüzü zayıflatırken iç organlarımızı zayıflatmayalım.
Bir insan zayıflamaya karar verdiğinde ilk düşündüğü bir diyet listesi bulmak ve tıbbi yararı kanıtlanmamış çaylardan-ilaçlardan medet ummak oluyor ne yazık ki. Ayrıca bu tür gıda takviyelerinin birçoğunun insan vücudu üzerinde uzun süreli etkinliği ve güvenirliği ile ilgili yeterli klinik araştırmalar da yapılmadığından, sağlık üzerine son derece zararlı etkileri olabiliyor. Ayrıca bu tür uygulamalar ömür boyu sürekli olarak da yapılamayacağı için soruna kısa vadeli ve geçici bir yaklaşım oluyor.
Bir insanın eğer 10 kg’dan fazla kilo fazlalığı varsa bunu kendi başına çözmesi çok kolay olmayabilir ve bu konuda tıbbi yardım alırsa, hastalık ilerlemeden kalıcı olarak çözülmüş olur. Zayıflama tedavisinin belki de en zayıf noktası hastanın tekrar geri kilo almasıdır.
Bunun nedeninin de insanların bunu sadece estetik bir problem olarak algılaması ve bir an önce kilo vermek uğruna akla hayale sığmayacak mucize düşük kalorili diyetler yapması veya bilimsel olmayan ürünler kullanmalarıdır. Bunu yapan insanlar, kısa vadede kilo verseler bile uzun vadede tekrar kilo alabilirler. Bir sonraki kilo verme girişimi de vücut sistemlerinin dengesini kaybetmesi nedeni ile daha da zor olabilir.
Fazla kiloluluk sorunu olan bir insanın, bunun sadece fazla yemekten kaynaklanmadığını bilmesi gerekir. Zayıflama ve ideal kiloda kalabilme işi üç boyutludur. Bunun birinci boyutu; şişmanlığa neden olabilecek metabolik hastalıklar ve şişmanlığın neden olduğu hastalıklar açısından, kişinin bir dahiliye uzmanı tarafından detaylı olarak muayene edilerek kan testlerinin yapılmasıdır. Eşlik eden hastalıkların mevcudiyetine ve kilo fazlalığı derecesine göre doktor kontrolünde gerekli tıbbi zayıflama tedavisine başlanmalıdır. Zayıflama tedavisinin ikinci boyutu ise hastaya ömür boyu sürecek doğru yeme davranışının tekrar kazandırılmasıdır.
Bu tabii ki, haftada bir değişen insan hayatına uymayan diyet listeleri ve çorba tarifleri ile olmaz. Hastayı besinler konusunda birebir eğiterek kendi kendine çıkış yolları bulmasını sağlamak gerekir. Üçüncü boyutu ise tabii ki aktivitedir. Ancak burada kişiyi aktiviteye yönlendirirken, hayatı boyunca yapamayacağı çok ağır egzersizler yapmaya sevk etmek yerine, hareketi kişinin yaşam tarzı haline getirmek gerekir. Hızlı kilo vermek için yapılan birçok mucize rejim, insan vücudunda kalıcı hasar bırakabilir.
Kemik erimesi, kalpte ritim problemleri, safra kesesi taşları, saç dökülmesi, tırnak kırılması, halsizlik, yorgunluk gibi. Eğer rejim yaparken halsizlik-yorgunluk hissediyorsak, saçlarımız dökülüyor, tırnaklarımız kınlıyorsa, bayılma hisleri gelip kalp çarpıntısı hissediyorsak, yanlış yapıyoruz demektir. Tüm hastalarıma her zaman şunu söylüyorum; bu vücut bize bu dünyada bir kere veriliyor. Bir daha verilme şansı var mı? Yok. O halde ona çok iyi bakmamamız gerekir. Dış görünüşümüzü zayıflata-yım derken, iç organlarımızı zayıflatmamamız ve bozmamamız gerekir. Şişmanlık ciddi ve komplikasyonları olan bir hastalıktır. Kalıcı tedaviyi mucize formüllerin peşinde değil, tıpta aramamız gerekir.
Son yorumlar