Adam oğlunun odasının önünden geçerken hayretle bakakaldı. Yatağı güzelce toplanmıştı ve odası hiç olmadığı kadar derli toplu görünüyordu. Sonra adam yastığın üzerine bırakılmış mektup zarfını farketti. Üzerinde -Babama- yazıyordu. Aklından geçen bin bir kötü düşünceyle mektup zarfını açtı ve titreyen elleriyle mektubu okudu:
Fıkralar
Biraz güldürelim dedik kötü mü ettik ..
Nasreddin Hoca, birgün kasabaya giderken, Küçük oğlu tutturmuş: Geleceğim diye ben ! Karakaçana binmiş sevinç içinde oğlan, Hoca da arkasında yola düzülmüş yayan. Yolda biri: “Ne kötü günlerde kaldık ! demiş. Babası yürüyor da oğlu eşeğe binmiş. “
Tüm yerler dolu olduğundan gidip üniversite profesörünün oturduğu masaya oturmuş. Profesör kaşlarını çatarak: “Ökuzler ve kuslar aynı masada oturamaz!” Öğrenci: “O zaman ben ucuyorum…” Profesor cevaba cok sinirlenmis, sinavda ogrenciye takmis ve sinavini basarisiz geçmesi icin elinden geleni yapmış.
Bir gun Hoca, yol ustu bir hana inmis. Nuh Nebi den mi kalmis, Kaalubela dan mi? Her ne ise.. Her tarafi delik desik olmus; adeta cokmeye bir basi kalmis. Hoca nin yuregine bir korkudur dusmus ama, ne desin? Nihayet bir soz arasinda: “Yahu, bu senin tavan da ne kadar gicirdiyor be, besik mi mubarek!” diyecek […]
Akşam geç saatte eve gelen Hoca pencerede bir karaltı görür. Hanımına sus işareti yaparak tüfeğini doğrulttuğu gibi ateşler. Eve girerler, bir de bakarlar ki ateş ettikleri Hocanın cüppesi… “Hanım ucuz kurtulduk. Ya içinde ben olsaydım!” der.
Hoca nın canı et yemeği istemiş bir gün. Kasaptan iki kilo et alıp evine götürmüş. – Akşama güzelce pişir bunları, demiş hanımına. Ne var ki o gün eve hanımı misafirleri gelmiş. Kadıncağız eti pişirip onlara ikram etmiş. Akşamda bir tarhana çorbası çıkarmış. Hoca nın önüne. – Et nerde demiş Hoca. Kadın doğruyu söyleyeceğine bir yalan […]
Hocanın tavuğu ölmüş. civcivlerin de başı boş kalmış. hoca kaybolmalarından korkmuş. boyunlarına siyah bezler bağlamış. sonra da içlerinden ip geçirip birbirlerine bağlamış. meraklı bir komşusu sormuş: -hoca o civcivlerin boynundaki de nedir? komşusunun merakına içerleyen hoca, cevabı yapıştırmış:- anneleri öldü de yas tutuyorlar.
-Ülkenin birinde bakan,kendisini gazetecilere hiç sevdirememişti.Ne yapsa makbule geçmiyor, basın hergün kendisiyle uğraşıyordu. -Nihayet;Öyle bir şey yapayım ki, gazeteciler mat olsun, diye düşündü ve -İlan etti; Pazar günü saat 10 da bakan denizin üzerinden yürüyerek geçecek. -Pazar sabahı saat 10 da tüm basın mensupları toplandılar orada. Bakan geldi ve elinde bastonuyla denizin üzerinde yürümeye başladı. […]
Adamın biri yaklaşan seçimlerde milletvekilliğine aday olmak için bir partiye başvurur.partiden gelen yazıda kendisini daha iyi tanıyabilmek için partinin başkanının evine yemeğe geleceği bildirilir.Adam hemen hazırlıklara başlar.evdeki papağanınada tembihlemeyi ihmal etmez,akşama partinin genel başkanı misafirim bizim partiyi biraz öv der. neyse akşam yemeğe oturulur .yemekler yenir söz siyasete gelir,işler yolundadır,lakin geveze papağan başlar rakip partiden […]
-Vali köylerden birisine gezmeye gitmiş. Köye valinin geldigini duyan Mehmet dayı acele köy meydanına koşarak gelir. -iyi BiR TEMANNAH ÇEKTiKTEN SONRA sayın valim ne olur bizim eve gidelim der. -Valiyi zorla eve götürür. Eve gelir gelmez dama bir merdiven dayar valim yukarıya çıkalım der valiyi dama çıkarır başlar dolaştırmaya vali merakla sorar: Beni niçin dolaştırıyorsun […]
Son yorumlar