Heybeliada, İstanbul Prens Adalarının en yeşil adasıdır. Eski adı Rumca bakır anlamına gelen Halki’dir.
En yükseği 140 metreye yaklaşan dört tepesi vardır. İskeleden inilince solda Deniz Lisesi ve ona bağlı binalar uzanır. Bunların arasından geçilerek arkada, Çam Limanı tarafında, şu an faliyeti olmayan Sanatoryum’a gidilir. Şimdi Deniz Kuvvetleri’nin elinde bulunan arazide tarihten kalan iki ilginç eser vardır; birincisi Türkler’in fethinden önce yapılmış son ve Adalar’daki tek Bizans Kilisesi, Kamariotissa’dır. Son İmparatoriçe Maria Komnena’nın yaptırdığı sanılıyor. İstanbul’daki Fener’deki Aya Maria dışında, dört yapraklı yonca modeline göre yapılmış tek kilise budur. Askeri arazide olduğu için özel izin alınmadan görülemiyor. Bu kıyıda Aya Yorgi (Ayios Yeorgios) Manastırı, Çam Limanı’nın batı ucunda Tarik-i Dünya Manastırı vardır.
İkinci ilginç kalıntı bir mezar taşından ibaret. Bu Kraliçe I. Elizabeth’in elçisi Edward Barton’ın mezar taşı. Üzerinde –imla yanlışları da olan- Latince bir kitabe ve Barton’ın aile arması var. İngiltere’nin ve Elizabeth’in Osmanlı sultanına gönderdiği ikinci elçi olan Barton’ın bir süre Tophane’de bir evde kaldığını, ama çevre halkı gece cümbüş gürültüsünden rahatsız olup şikayet ettiği için buradan uzaklaştırıldığını biliyoruz. Gerçekten cümbüşler çok mu gürültülüydü, yoksa o sıralar Türk halkı böyle şeylere hiç mi alışık değildi, bunu o kadar iyi bilmiyoruz.
İskelenin sağında çarşı, meyhane ve kahveler yer alır. Büyük Rum Kilisesi Aya Nikola (Ayios Nikolaos) buradadır. Bazı ilginç ahşap evlerin önünden örneğin İlyasko Yalısı’nın, Hulusi Bey Köşkü’nün (Hacopulos’lar yaptırmıştı), Adalar’da kışın da açık kalan otel Panaroma’nın yanından geçerek yürüyünce, çamlık piknik yerlerine gelinir (o zamandan beri Panaroma kapandı, Hakli Palas ise onarılarak faaliyete geçti). Bunun ilerisinde Değirmen burnu denilen bölge vardır (adı verilen değirmen kalıntıları da ayaktadır). Ada’nın en büyük plajı buradadır.
Fazla yapılaşmamış olan öbür tepede, Ayia Trias Manastırı’yla (bu da Bizans’a uzanır) birlikte Rum Ortodoks Ruhban Okulu vardı. Heybeliada, fetihten bir zaman sonra, Rum nüfusun başlıca dini eğitim merkezi olmuştu (dünyevi eğitim merkezi Fener’de kaldı). Din adamı adayları Yunanistan’dan ve Rumlar’ın bulunduğu her yerden buraya okumaya gelirdi. 1970’lerde Türk hükümetiyle Rum Ortodoks Patrikhanesi (daha doğrusu, Yunanistan) arasındaki bazı anlaşmazlıklardan ötürü bu eğitim durdu. Ortodoks Rum dini kurumlarının yanında 1940’larda yapılmış Beth Yaakov sinagogu da vardır.
Kuzey kıyısında da Hidiv ailesinden Sait Halim’in kardeşi Abbas Halim Paşa’nın konağı halen ayaktadır. Çünkü orası Hüseyin Rahmi Gürpınar’ın yaşadığı yerdir.
Heybeli yaz-kış nüfusunun en kalabalık, gidiş-gelişin en yoğun olduğu ikinci adadır.
Burgaz deyince akla Sait Faik’in gelmesi gibi Heybeli’nin yazarı da Hüseyin Rahmi’dir.
Son yorumlar